Çene eklemi çiğneme ve konuşma fonksiyonlarında görev alır ve kulaklarımızın ön tarafında konumlanır. Karmaşık ,çok düzlemli hareketler yapabilen tipte bir eklemdir. Bu eklem ile ilgili sorunlar genelde halk arasında çene kayması olarak bilinir ve kendisini: Çene ekleminden ses gelmesi, ağzı açmada veya kapatmada güçlük, baş ağrısı, kulak ağrısı, kulak çınlaması, çene ağrısı, boyun veya ense ağrısı, diş sıkma gibi belirtiler ile gösterebilmektedir.

Çene eklemi problemleri çiğneme sisteminde dengesizliğe neden olabilir. Bu durumda dişlerde aşınma, diş kökünü destekleyen dokularda harabiyet ( kök çevresi kemik dokuda erime ve dişeti çekilmesi) dişlerde veya restorasyonlarda kırık oluşumu, dişlerde görünmeyen ince çatlakların oluşması ile çürüğe ve kırılmaya yatkınlığın artması durumları ortaya çıkabilmektedir. Burada problem çene eklemleri ile diş kapanışı arasındaki uyumsuzluktur. Ağzımızı kapttığımızda dişlerin oturması sırasında çene ekleminin de aynı anda yerine oturması arzu edilmektedir.

Çiğneme sisteminin elemanları temelde: dişler, çene eklemleri, çiğneme kasları olarak düşünülebilir. Vücudun bütün olduğu unutulmamalıdır. Herhangi bir bölgedeki bir sorun, mesela ayağımızdaki bir burkulma veya kalçamızdaki bir sorun bile çiğneme sistemine etki edebilmektedir. Bu yüzden sadece çene eklemi tedavisi değil, bütünsel bir tedavi olarak bakılmalıdır.

Çiğneme Sistemindeki Sorunlar Temelde 5 Sebebe Dayandırılabilir

1. Diş kapanış bozuklukları ( çene kayması )
2. Postür - duruş bozuklukları
3. Stress
4. Alışkanlıklar
5. Travma

Çene kaymasının sebepleri vakadan vakaya değişmekte ve bu sebeplerin birine veya birden fazlasına (multifaktoriyel) dayanabilmektedir. Bütün olası sebepler titizlikle değerlendirilmeli ve doğru şekilde tanı koyulmalıdır. Tedavi başarısındaki anahtar budur. 
Detaylı tektiklerin yapılması, doğru teşhisin koyulması ve tedavi planın yapılması tedavinin gidişatı ve sonucuna önemli etkide bulunmaktadır. Gerekli tetkikler: 2 boyutlu radyografi filmler (sefalometrik lateral-anteroposterior, dental panoramik…), tomografi, MR, ağıziçi ve dışı fotoğraflar, dijital veya analog ölçüler, çene eklemi kayması testi (MPI)… 

Bu tetkikler sonucunda diş kayması tespit edilirse ilk yapılması gereken bu kaymanın tedavi edilmesidir. Bunun için STABİLİZASYON SPLİNTİ kullanılır. Dental Metil Metakril ismi verilen güçlü bir malzemeden yapılır.  Splint takıp çıkarılabilen bir aygıttır ve dişler arasında düz ısırma yüzeyleri oluşturarak çene kaymasının önüne geçer. Böylece çiğneme sistemine denge verilir. Çiğneme kasları ve eklemler bu düzlemle desteklenen tedavi sonucu tamir olur, iyileşirler ve bunlara bağlı ağrı, fonksiyon bozukluğu gibi problemler ortadan kalkar. Çene kaymasındaki bu düzelme omurgadaki deformasyonların iyileşmesine de olumlu katkıda bulunmaktadır.

Başka bir değişle çene eklemleri yerine oturur. Bunun doğal bir sonucu olarak, zaten bozuk olan diş kapanışımızda değişiklikler olur. Adaptasyon sonucu, bozuk da olsa oturan diş kapanışı artık oturmaz hale gelir. Sonraki aşama oturmuş olan eklem pozisyonlarını kaybetmeden dişleri oturtmaktır. Yani diş tedavisine geçilmelidir.

Dişleri oturtmak için yapılacak olan tedavi seçenekleri şunlardır:
Ortodontik tedavi
Restoratif tedavi (kaplama)
Koronoplasti (negatif-pozitif)

Diş dışındaki faktörlerin de etki ettiği durumda, ilgili bölümlere başvurulup gerekli tedavilerin yapılması önerilmektedir.